14.10.2022

KONFERANS

Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Fuat KARABULUT, 05.10.2022 tarihinde ihtisas konferansları kapsamında eğitim görevlileri, ihtisas kursiyerleri ve sözleşmeli imam-hatiplere yönelik Sahabe ve Hadis Rivayeti başlıklı bir konferans verdi.

Fuat KARABULUT, konferansında öncelikle sahabe ile ilgili yanlış bir algı oluşturulmaya çalışıldığını, ehl-i hadisin, sahabeyi hata yapmayan masum kimseler olarak gördüğünü iddia edenlerin yanıldığını ve aslında böyle bir yaklaşımın temelsiz olduğunu söyledi.

KARABULUT, sahabe kavramının çeşitli tanımı yapılmışsa da bunların bir kısmı pek çok sahâbîyi dışarıda bırakacak kadar dar, bir kısmı sahâbî olmayanları da kapsayacak kadar geniş tutulduğu için yani efradını câmi’ ve ağyarını mâni’ olmadığından dolayı tenkit edilebildiğini dile getirdi. Bunun yanı sıra sahabe kavramına yapılan tanımlar içinde en muteber ve yaygın olanı, İbn Hacer’in, “Hz. Peygamber’e mümin olarak erişen ve müslüman olarak ölen kimse” şeklinde yaptığı tanım olduğunu söyledi.

Bir kimsenin sahâbî olup olmadığı tevatür, şöhret, bir başkasının onun hakkındaki şahitliği ve kişinin bizzat ikrarıyla bilinebileceğini ifade eden KARABULUT, Müsned türü kitaplar ile sahâbîlerin biyografisine dair kitaplar özelinde sahabe sayısı hakkında birtakım bilgiler verdi. 114 bin sahâbîden yalnızca 10 bin küsur sahâbînin ismini bildiğimizi ve bunlardan da yaklaşık 1300 civarında sahâbînin hadis rivayet ettiğini dile getirdi.

Dr. Fuat KARABULUT sözlerine şöyle devam etti:

Hz. Ebû Hureyre etrafında koparılan yaygara yersiz ve mesnetsizdir. Ahmed Muhammed Şakir’in ifade ettiği üzere, onun rivayet ettiği 5374 hadis içerisinden tekrarlar çıkarıldığında geriye 1600 civarında hadis kalmaktadır. Bunun yanı sıra diğer sahâbîlerin rivayet etmeyip yalnızca Ebû Hureyre’nin tek başına rivayet ettiği hadislerin sayısı 42’dir. Hz. Ebû Hureyre (r.a.)’nin aleyhinde ileri sürülen iddiaların kaynağının çoğunluğu Şiî kaynaklıdır.

Sahabenin adaleti hakkında kullanılan “Sahâbîlerin tamamı âdildir” sözü, hadis rivayetiyle alakalı bir ifadedir. Bu ifade, ehl-i hadis tarafından onların masum görüldüğü ve hiçbir şekilde hata yapmadıkları anlamına gelmemektedir.

Hadis rivayeti konusunda sahabe dışındaki bütün râviler cerh ve ta’dil süzgecinden geçirilmiştir. Sahâbîler de her ne kadar adalet açısından tenkide tabi tutulmamışlarsa da zabt açısından incelemeye alınmışlardır.

Sahabenin, adalet açısından tenkide tabi tutulmamasının temel sebebi onların Kur’an ve Sünnetle olan ilişkisidir. Sahabe, Rasûlullah’a kasden yalan isnadında bulunmamıştır.

Erken dönem oryantalistler kendi kitaplarında Kur’an ve Hz. Muhammed’e hakaret ediyorlardı. Fakat Goldziher’den itibaren özellikle akademik oryantalistlerin ilk hedefi hadisler ve sahabedir.

Fuat KARABULUT, Hatip el-Bağdadî’nin el-Kifaye fî İlmi’r-Rivayet adlı eserinde sahabenin adaletine yönelik özel başlık açtığını ve bu başlık altında Yüce Allah’ın Kur’an’ı Kerim’de sahabeyi ta’dil ettiğine dair zikrettiği bazı âyetleri okuyarak konuşmasını bitirdi.