03.02.2017

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, göreve yeni başlayacak 5 bin imama telekonferans sistemiyle seslendi

                 

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez Hocamız 02.02.2017 tarihinde telekonferans yöntemiyle eğitim gören 4/B Sözleşmeli İmam-Hatiplere yönelik sohbetinde dört temel esasa dikkat çekmiştir.

  1. Mihraptaki imam, kalp, ruh ve bedenen hazır olmalı,
  2. İlmen hazır olmalı,
  3. İmam sadece beş vakit namaz için değil camiyi bir ders halkası haline getirmeli,
  4. İmam en çok izlenen kişi olduğundan örnek olmalı,

Sayın Hocamız, bu başlıkları sohbeti süresince özetle şöyle açıkladı:

İmam eğer kalbiyle, ruhuyla ve bedeniyle hazırlıklı olarak mihraba geçerse, din görevlisi değil din gönüllüsü olur. İşte hedeflenen imam modeli de budur. Çünkü Rasulüllah (sav) “Dünyaya veda eder gibi namaza durun buyurmuştur.” Bunun için imamın, kendisini irşat yolunda ilim, hikmet, marifet ve çağın bilgisiyle mücehhez hale getirmesi gerekir. İmam, fem-i muhsin olması yanında fehm-i Muhsin de olmalı, Allah’ın kitabına ve sünnetine vakıf olmalı. Allah ve resulünü itikatta ayırmak nasıl yanlış ise kitap ve sünneti ayırmak da aynı şekilde yanlıştır. Çağın bu hastalığına bizler çare üretmeliyiz. İmam, kitap sünnet bilgisi yanında ilimlerin usullerine de vakıf olmalıdır.

            Mihrabı ve camiyi bir medrese ve üniversite yaparsanız başarılı olursunuz, yoksa tükenirsiniz. Mihrap, Âl-i İmran suresinde geçtiği gibi (Hz. Meryem’le ilgili ayette)  sadece maddi rızıkların olduğu yer değil, aynı zamanda manevi rızıkların da alındığı yerdir.

            Davet, tebliğ ve irşatdı hiç unutmamalıyız. Hikmetsiz hüküm zayi olur. Onun için her muamelemizi hasen üzere yapmalıyız. Özellikle davet, tebliğ ve irşatta çok daha dikkatli olmalıyız. Hilaf şahıslar arasında, ihtilaf ise fikirler arasında olur. İhtilafta ahlaki esaslara uyulursa rahmet olur. Hilafta ise şahsiyet karıştığı için zahmet olur.

            Mihraptaki kişi âlim olmalıdır ki, camilerde ders halkası kurulsun ve İslam dünyası cehaletten kurtulsun. Rasulüllah dünyada insanların kalbini nasıl kazandıysa biz de öyle kazanmalıyız. O’nun metodunu esas almalıyız. Hâl ile anlatılan kâl (söz) ile anlatılandan daha üstündür ve daha etkilidir.

            Sonuç olarak birbirinize değer verin, ziyaret edin, aile hayatınızı yeniden gözden geçirin, eşlerinizi çocuklarınızı ihmal etmeyin ve görevinizi aşk ile yapın ki, din gönüllüsü olasınız.

Sayın Başkanımız konuşmasını şu dua ile tamamladı: “Çıktığınız bu yolda Cenab-ı Hak sizleri muvaffak eylesin. Pişman etmesin. Mahcup etmesin. Mihrabın hakkını vererek, İslam dinini en güzel şekilde anlayarak, yaşayarak, tebliğ ederek, hayatımızı en güzel şekilde değerlendirmeyi Cenab-ı Hak bizlere nasip eylesin. Her biriniz, minberin hakkını vererek, milletimizin zor zamanında, en güzel bir şekilde hizmetlerle muvaffak olursunuz. İslam dininin, İslam ümmetinin, en zor zamanlarında yaşıyoruz. Cenab-ı Hak, bu zorlukları kolaylaştırmayı bizlere nasip eylesin. Cenab-ı Hak, bize umut bağlayan kardeşlerimizin umudunu boşa çıkarmasın.”